Helsinki Gezi Rehberi: Finlandiya’nın başkenti Helsinki, ülkedeki en büyük ve en kalabalık şehir konumunda bulunuyor. Ayrıca şehir tarihi yapısal özellikleri ile de Avrupa kıtasının kültür başkentleri arasında yer almaktadır. Finlandiya’nın Unsimaa yönetiminin merkezi konumunda bulunan Helsinki, tüm mimari yapısıyla adeta kuzey Avrupa’nın özelliklerini göz önüne seriyor. Mimarinin ağırlıklı olarak açık renkli granit taşlarla şekillendiği şehir, dünyada “Kuzey’in Beyaz Kenti” ismiyle anılmaktadır. Yeşilliklerin ve maviliklerin özel biçimde korunduğu şehirdeki gelişmiş metropol yapısına rağmen, Finlandiya’nın ve dahi kuzey Avrupa’nın tüm doğal güzelliklerini görebilirsiniz. Birbirinden özel atmosferler sunacak doğal manzaraları, kendisine has mimari stiliyle tamamlayan Helsinki şehrinde mutlaka görmeniz gereken çok fazla unsur bulunuyor. Helsinki gezilecek yerler listesi ile şehirde görmeniz gereken hiçbir şeyi atlamayacaksınız.
Avrupa kıtasının en önemli kültürel ve sosyal etkinliklerine de ev sahipliği yapan Helsinki, Baltık Denizi’nin Finlandiya Körfezi’nde bulunduğundan, Baltık Denizi’nin zengin canlı çeşitliliğini ve eşsiz manzaralarını da bünyesinde barındıran bir şehirdir. Bunu en özel şekilde hissetmenizi sağlayacak en önemli özelliği ise bir adalar şehri olmasıdır. Helsinki şehri tamı tamına 315 adadan oluşmaktadır. 1952 Yaz Olimpiyatları’nın yapıldığı, 52. Eurovision Şarkı Yarışması Finalleri’nin taçlandırıldığı bir şehir olan Helsinki, kültürel ve sanatsal yapısını kentin her noktasındaki mimari ve alanları ile etkin biçimde hissettirmektedir. Şehir 2012 yılında “Dünya Tasarım Başkenti” olarak da seçilmiştir.
Mimarisi ve doğal güzellikleri ile öne çıkan Helsinki, muhteşem görkemine rağmen Avrupa kıtasının en yeni şehirlerinden birisi konumunda bulunur. Şehrin kuruluşu 16.yüzyıla kadar uzanmaktadır. İsveç Krallığı egemenliği döneminde İsveç Kralı 1.Gustav tarafından Tallinn şehrine alternatif oluşturması amacı ile bu şehri kurmuştur. Ancak kentin gelişimi düşünülenden çok daha ağır şekilde gerçekleşmiştir. Turistik alanlarının arası çok fazla olmadığından Helsinki yürüyerek bile çok rahat bir şekilde gezebileceğiniz bir şehirdir. Helsinki gezi rehberi içerisinde yer alan yerler hakkında detaylı bilgiler yazımızda!
Helsinki şehrinin en önemli turizm merkezlerinden birisi konumunda bulunmaktadır. Adalar şehri Helsinki’nin en önemli adalarından birisi konumunda bulunuyor. Helsinki kent merkezindeki “Market Square” noktasından kalkan ve ortalama 15 dakika kadar süren tekne yolculuğuyla adaya ulaşabilmeniz mümkündür. Denizaltı kalıntısı, müzeleri, köprüsü ve aynı isimli kalesi ile şehri ziyaretinizde mutlaka uğramanız gereken duraklardan birisidir. Ada üzerinde görkemli bir kale kompleksi bulunmaktadır. Suomenlinna Kalesi olarak isimlendirilmiş olan kale 18.yüzyılda inşa edilmiştir. Ada üzerinde bulunan en önemli eserlerden birisi de Rusya İmparatorluğu döneminden gelen “Rantakasarmi Binası” ve çok sayıda Rus Kilisesi’de bulunmaktadır. 1855 yıllarında İngiliz hakimiyeti döneminde de askeri tesis olarak kullanımından dolayı bu tarihten gelen önemli kalıntı ve eserlerde adada bulunmaktadır. Ada üzerinde çok sayıda turistik mekan bulunurken, ada üzerinde piknik yapabilme imkanı da bulunmaktadır. Tek seferlik bilet 2.80 Euro, gidiş dönüş ise 5 Euro olarak belirlenmiştir.
Ada üzerinde ihtişamıyla dikkat çeken Suomenlinna Kalesi, ilk yapıldığı dönemde 6 adaya yayılmış olan bir kompleks niteliğine sahiptir. Finlandiya’nın İsveç Krallığı hakimiyetinde olduğu 18.yüzyılın ortalarında yapılmış bir kaledir. İsveç kralı tarafından Rusya İmparatorluğu cephesinden gelebilecek her türlü saldırıya karşı kentin korunmasını sağlamak üzere bu kale kompleksi yaptırılmıştır. Özellikle aynı tarihlerde Rusya İmparatorluğu tarafından Finlandiya körfezi bölgesinde “St.Petersburg” isimli bir kent kurması ve imparatorluğun yayılmacı anlayışa sahip olması nedeniyle kurulmuş olan bir kaledir. Suomenlinna Kalesi, 1748 yılında İsveçli askeri mimar Augustin Ehrensvard tarafından yapılmaya başlanmıştır. Yapılış amacına ters bir şekilde 1808 yılındaki İsveç ile Rusya savaşı sırasında kalede bulunan askerler fazla direnç gösteremeyerek, Rusya’ya teslim olmuştur. Bu kale ayrıca günümüzde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.
Finlandiya’nın Rusya İmparatorluğu hakimiyetinde olduğu dönem olan 19.yüzyılda inşa edilmiştir. Bu nedenle Uspenski Katedrali mimarisi hem Bizans hem de Slav mimarisini yansıtmaktadır. Ortodoks kilisesi olarak faaliyet göstermekte olan katedral, Helsinki’de mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer almaktadır. Kilise, Pazar meydanı olarak isimlendirilen Kauppatori’de bulunmaktadır. Ortodokslar için önemli bir gün olmasından dolayı “Hz.Meryem’in sonsuz uykuya dalması” anısına ithaf edilmiştir. Katedral Rus mimar Aleksey Gornostayev tarafından yapılmıştır. 1862 yılında inşaatına başlanan kilise, 1868 yılında hizmete açılmıştır. Kilisede bulunan en önemli unsurlardan birisi olan “Aziz Nicholas ikonu” 2007 yılında çalınmıştır. Maalesef halen bulunamamıştır. Kubbeleri altın kaplama olan kilise, hafta içi her gün 09.30 ile 16.00 saatleri arasında açıktır. Hafta sonu ise 09.00 ile 13.00 saatleri arasında açıktır.
Uspenski Katedrali başta olmak üzere pek çok önemli mimariyi içerisinde barındıran bir meydandır. Meydan şehre gelen turistler için hizmet veren kafe ve restoranları ile dikkat çekiyor. Hediyelik eşya dükkanları ve yanı sıra kuzey denizciliğinin en önemli temsilcileri olan Fin balıkçılarının da alanları bulunmaktadır. Denizden çıkar çıkmaz tezgahlara gelen Baltık denizinin zengin balık çeşitliliğine de bu meydanda ulaşabilirsiniz.
Suomen Kansallisgalleria olarak da isimlendirilen bu galeri, Finlandiya’da bulunan en değerli sanat kurumu konumunda bulunmaktadır. Devlet destekli faaliyet gösteren kurum, Fin tarihine ilişkin tüm eserleri bir araya getirerek, ziyaretçilerine sunmaktadır. Özellikle bu açıdan Fin tarihine dair en fazla bilgi edinebileceğiniz mekanlardan birisidir. Ulusal Galeri bünyesinde Ateneum Sanat Müzesi, Kiasma Çağdaş Sanat Müzesi ve Sinerbrychoff Sanat Müzesi bulunmaktadır.
Sanat Müzesi, Helsinki’nin Rautatientori Meydanı’nda bulunmaktadır. Ülkedeki en önemli klasik sanat müzesi olarak kabul edilmektedir. Hem ülkedeki hem de uluslararası arenadan getirilmiş binlerce eser müzede sergilenmektedir. 1887 yılında yapılan müze binası mimari açıdan da eşsiz bir görsellik sunmaktadır. Müzeyi ziyaret etmek için 13 Euro’ya bilet alınmalıdır.
Dünya sanatı ile birlikte 1960 ile 1990 dönemi Fin sanatını içeren bir çeşitliliğe sahiptir. Bulunduğu binanın mimarisi de son derece dikkat çekici bir görünüm sunmaktadır. 1998 yılında Steven Holl tarafından yapılan binada bulunan müzeye giriş için ücretlendirme 12 Euro şeklindedir.
Helsinki’nin popüler mekanlarından Bulevardi üzerinde bulunan müzenin kullandığı bina Rus Sinerbryukhov ailesinden kalmıştır. Helsinki kentinin en zengin ailelerinden birisi olan ve Rus hakimiyeti döneminden gelen Sinerbryukhov ailesi tarafından döneminde bira fabrikası olarak kullanılmıştır. Aile üyelerinden Fanny ve Paul tarafından 1990 yılında önemli bir sanat koleksiyonunun bir araya getirilmesinden sonra koleksiyonunda içinde bulunduğu bu binayı Finlandiya hükümetine bağışlamıştır. Müze içerisinde 14. Yüzyıl ile 18.yüzyıl arasındaki Avrupa kıtasını kapsayan mobilya, porselen, resim ve daha pek çok farklı eseri bulabilirsiniz.
Helsinki’deki en merkezi ve en önemli noktalardan birisi olan meydan, Fince Senaatintori olarak isimlendirilmektedir. Helsinki şehrinin genel mimari özelliği olan neoklasik stildeki yapısını somut biçimde hissettiren bir atmosfere sahiptir. Aynı zamanda meydan içerisinde Helsinki Katedrali, Fin Senatosu, Başbakanlık Ofisi, Finlandiya Adalet Bakanlığı birimleri ve Helsinki Üniversitesi bulunmaktadır. Alman mimar Carl Ludvig Engel’e ait eserler, Rus çarı 2.Aleksander’a ait heykel gibi çok önemli kültürel öğeye de yer veren bir meydandır.
Lutheran Katedrali olarak da bilinen bu kilise, neoklasik stildeki mimari özelliklere sahiptir. Helsinki’nin neresinde olursanız olun kesinlikle kiliseye ait ihtişamlı kubbelerini görebilmeniz mümkündür. Alman mimar Carl Ludvig Engel tarafından 1852 yılında neoklasik mimari stilinde inşa edilmiştir. Katedralin çatı kısmında Hz.İsa’nın 12 havarisinin heykeli bulunmaktadır. Fin halkına göre bu heykeller şehri korumaktadır. Katedral içerisinde reformist Hristiyan Martin Luther’e, Mikael Angricola’ya ve Melanchton’a ait heykelleri de görebilirsiniz. Son derece sade iç dizayna sahip olan kilise özellikle bakır tonlarıyla sıra dışı bir yapıdır. Her gün 09.00 ile 18.00 saatleri arasında katedral ziyaret edilebilmektedir.
1909 yılında Fin profesör Axel Olai Heikel tarafından kurulan bir açık hava müzesidir. Helsinki’den sadece 6 kilometre kadar uzaklıkta kırsal alanda bulunan bir komplekstir. Ülkenin farklı noktalarından getirilmiş olan tarihiyle önem taşıyan ahşap bina koleksiyonu sunuyor. Finlandiya’nın farklı tiplerden şekillenen ahşap binalarını tek bir merkezde görebilme fırsatı sunmaktadır. Dönem dönem özel etkinliklerinde gerçekleştirildiği alanı ziyaret etmek için 10 Euro ödemelisiniz.
Yapımı 2012 yılında Kimmo Lintula, Niko Sirola ve Mikko Summanen tarafından gerçekleştirilmiştir. Bununla birlikte bu yapı kent merkezinde bir koza görünümü sunmaktadır. Kamppi Şapeli‘nde aynı anda en fazla 60 kişiyi içeriye alınabilmektedir. Ziyaret sırasında biraz sıra beklemeniz gerekmektedir. Ama mutlaka iç dizaynını da görmelisiniz.
Helsinki kentinin ulaşımdaki en temel merkezlerinden birisi ve hatta en önemlisi konumunda bulunmaktadır. 1905 yılında yapımına başlanan ve 1919 yılında Eliel Saarinen tarafından tamamlanmıştır. Son derece zarif bir mimariye sahip olan yapıda Fin graniti kullanılmıştır. Aynı zamanda yanında bulunan saat kulesi de şık ve zarif mimarisini taçlandıran bir unsur olarak yükselmektedir. Uzun mesafeli tren ve banliyö hatlarını birbirine bağlayan bir merkez istasyon işlevi görmektedir.
Türkçe Helsinki Merkez Parkı olarak isimlendirilmiştir. Bu park, kentinden güneyinden, kuzeyine doğru uzanan devasa bir alana sahiptir. Özellikle Töölönlahti Körfezi’nden başlayarak, Haltiala ve Vantta nehirlerine kadar olan alanı kaplamaktadır. Başka bir deyişle, geniş alanı sayesinde çok farklı arazi özellikleri ve canlı çeşitliliğini ziyaretçilerine sunmaktadır. Aynı zamanda yılın her mevsiminde ziyaretçilere farklı bir atmosfer ve farklı bir deneyim sunabilmektedir. Park, Haltiala,Pitkakoski, Arboetumu Niskala ve Ruutinkoski şeklindeki koruma alanlarından oluşmaktadır. Park içerisinde bir de doğa sporları alanı bulunmaktadır.
Kilise “Kaya Kilisesi” olarak dilimize çevrilmiştir. Dünya üzerindeki en sıra dışı kiliselerden birisi olduğundan mutlaka görülmelidir. 1969 yılında inşa edilen kilise Timo ve Tuomo Suomalainen kardeşler tarafından tasarlanmıştır. Özellikle modern çizgide bir kilise stili sunan yapı herkesin büyük bir beğenisini toplamaktadır. Aynı zamanda son derece eşsiz bir akustik yapıya sahip olmasından dolayı da yıl boyunca çeşitli müzikal aktiviteler burada yapılmaktadır. Son olarak; haftanın her günü 09.0 ile 17.30 saatleri arasından 4 Euro ücret ile ziyaret edilebilmektedir.
Helsinki’nin en doğal ve en kültürel mekanlarından birisidir. Adeta şehri baştan inşa etmesiyle pek çok eserde imzası bulunan Carl Luwig Engel tarafından yapılmıştır. 1818 yılında açılan park, içerisinde heykeller, muhteşem canlı çeşitliliği ve geniş yeşil alanları dikkat çekiyor. Parkın tam ortasında ünlü Fin şair Johan Ludvig Runerberg’in heykeli bulunmaktadır. Park içerisinde kafeler ve restoranlar Fin mutfak kültürü içinde cazibe merkezi olmasını sağlamaktadır.
Helsinki ziyaretinizde adrenalini biraz yükseltmek ve eğlence dozunu arttırmak istiyorsanız hem kendiniz hem de çocuklarınız için eşsiz bir seçenek sunmaktadır. Kent merkezinde bulunan ve 2014 yılından beri hizmet vermeye başlamış 40 metrelik bir gözlem platformu deneyimi sunan dönme dolabıyla dikkat çekiyor. Buraya girmek için ise 12.00 ile 18.00 saatlerinde olmalı ve 13 Euro giriş ücreti ödemelisiniz.
Adalar şehri Helsinki’nin en meşhur adalarından birisidir. Son derece sıra dışı bir coğrafik yapıya sahip olan Pihlajasaari adasının bir tarafı kumsal, diğer tarafı ise kayalıklardan oluşmaktadır. Eşsiz kumsalı şehirde yaşayanlar ve turistler için keyifli bir güneşlenme alanı sunmaktadır. Baltık Denizi’nin muhteşem atmosferi içerisinde ister piknik yapabilirsiniz ister de adada bulunan restoranlarda eşsiz manzaralara tanık olarak yemeğinizi yiyebilirsiniz. Son derece zengin bir faunaya sahip olan adada özellikle bahar ve yaz aylarında böğürtlen, frambuaz, ahududu ve mantar gibi ürünler toplanmaktadır. Ayrıca adanın Viking döneminde, gelebilecek saldırılara karşı şehrin önceden uyarılabilmesi amacı ile gözetleme adası olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Ada üzerinde bu döneme ait kalıntılarda bulunmaktadır. Adaya gidebilmek için kullanabileceğiniz feribotlar bulunmaktadır. Feribotlar 6 Euro ücrete sahiptir.
Helsinki gezisi kapsamında şehre geldiyseniz mutlaka görmeden gitmemeniz gereken adalardan birisidir. Özellikle Avrupa’nın en kuzeyinde, İskandinav Adaları’nda ve Baltık Denizi temasında piknik yapmayı arzuluyorsanız mutlaka gitmeniz gereken bir adadır.
Ada içerisinde Helsinki Hayvanat Bahçesi bulunmaktadır. Hem ada manzarası hem de hayvanat bahçesi ziyareti için gidilebilmektedir.
Diğer adalardan farklı olarak özellikle zengin kuş çeşitliliğinin bulunduğu bir adadadır. Dünyanın dört bir yanından kuş gözlemcileri adaya gelerek, kuşların yaşamını gözlemlemektedir.
Helsinki Gezi Rehberi
Yorum Yaz